Bir plağın iğnesidir yaşamak. Döner durur, içe doğru. Ve açılır. Cümleleri kurmak için noktalara da gerek vardır. Ve böylece evrenler yaratılır. Ah, bu gece ne de harikasın. Ses, evreni yaratır. Existence müzikle var olur. Nasıl da sıfatlaştırdım eylemi ama? Vaftizler kaynar suya, ruhlarımız ateşten. Bu sözler gayipten değil. Noktadan bahsettin, şimdi virgül' e de yer ver. Dönen bir plaktır hayat. Böylece boyutlar birbirine bağlanır. Ses, ışık olur. Müzik çalar ve sen yaşlanırsın. Yaşlanacaksın! Her şey biter. Her şey bitecek. HER ŞEY! Bu bir edebiyat yazısı unutma. Sadece yeni bir şey deniyorum. Yine bir şey deniyorum. Ancak kendi kendine konuşma yeri de değil. Çünkü sen burada değilsin. Bazı şeylere baktığımda seni, sana baktığımda beni, yani kendimi görüyorum. Seni özlüyorum. Tıpkı dönüp dolaşıp biten plak gibi, iğneyi başa sarıyorum. Başa sarıyorum. Boşa sarıyorum. Sana sarıyorum. Sana sarılıyorum. Sonra savruluyorum. Sonr...
Yazarak kaybolan birini okuyarak bulabilir misin?