15.02.2018 Kötü çevirilerden hoşlanıyorsun. Gece yazmaktan ve turuncu sokak lambalarından da. Yumuşak kağıtlardan ve sert içkilerden. Sıcak yaz akşamlarından ve kışın soğukta üşümekten. En çok da kulak yırtan solo'lardan hoşlanıyorsun. Hatta dünyaya bir daha gelsen onlardan biri olmak isterdin. O' nun sevdiklerinden... Ne var ki hayat kimseye kişinin istediği gibi davranmıyor. Günler geçip giderken, hayat insandan biraz daha almaya devam ediyor. Ufak ufak, fark ettirmeden. Bir bakmışsın bir sokak lambası altında yapayalnız kalmışsın. Neyse ki içkin ve çerezin var. Ve bir de Blues'un. Zamanla bu da kalmayacak. Soğukta elin kalem tutmayacak. Kulakların o müziği duymayacak. Yaşlanacaksın. Aksi bir ihtiyara dönüştüğünde ise yanında kimse kalmayacak. İşte o zaman ışıkların su üzerindeki yansımasını hatırlayacaksın. Adına yakamoz dedikleri senin geçmişin olacak. Hatırlayacaksın! Hatırlayacaksın...
Yazarak kaybolan birini okuyarak bulabilir misin?