Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Adın Hazan

Bir kadifenin üzerinde izler kalır. Eylül diyen dudakların yasaklanır. Kafenin birinde çalan müzik kırılma anı olur. Üzerine yol kenarındaki su birikintisi sıçrar. Sen ellerimi tutarsın... Sen ellerimi tutarsın be! Dünyanın en güzel yalanını atarsın. Seni hiç bırakmayacağım der ve bakarsın. Gözlerin bir yaz güneşi; parıldar. Sende kalan şiirlerimi yakarsın. Kadifeye dokunamam artık. Eylül bir daha gelmez. Makyajın gözyaşı olup akar... Gözlerim hükmünü yitirmiş birer padişah, Göz kapaklarım bir hamalın geçim kaynağı. Davam, uğrunda ölünecek bir idea. Umutlarım satılmış birer korkak. Bütün çabalarım boşa çıkar... Sevmek dediğin huysuz bir ihtiyar. Bense yaramaz bir çocuk, Koşuşturan buğday tarlasında. Adın, koca bir mevsim. Bir denizci olsa kaybolurdu fırtınanda. Gücüm yetmez artık son bir kez savaşmaya. Vücudum bir darbe daha kaldırmaz. Ruhum bir delikanlı, kapına koşar; Asker traşlı, elinde bir buket papatya. Hatalarım peşimi bırakmaz. Sen yine d

Bir Anda

Kalbini kırdığım anlar ve sana yaptığım saygısızlıklar aklıma geliyor. Tarifi olmayan bir hüzün ve pişmanlık hissediyorum. Diyorum; ben böyle biriyim herhalde. Düşündükçe dayanılmaz bir hâl almaya başlıyor içimdeki hüzün, ta ki beni sevdi diyene kadar. Beni sevdi. Bir anda kesiyor bütün sızımı. Öylece... Bir anda.

Serzeni

                                                                                                                                         26.01.2018 Merhaba, Ben senin ve onun ve daha bir çoğunun hayatına hüzün getirenim.  Sebebi çocukluğum sanırım. Papatyalardan taç yapmayı öğretmedi hayat bana. Gök yüzüne bakıp, bulutları hayallerime benzetirken çiçeklerin yapraklarını kopardığımdan... Öğretmenimin en gözdesi de değildim, ahh kıskançlığım bu yüzden ve yalnızlığım da. Mutluluğu öğrenmek yerine içindeki mutsuzluğu ehlileştirmeyi öğrenmek zorunda kaldın mı sen? Onunla yaşamaya alışıp onu her gün besledin mi? Ya bir canavar yaratmış olsaydın o zaman ne olurdu? Seni yense ve kaçıp gitseydi... Bir canavarı ne kadar kafesinde tutabilirsin? Seni yemesinden önce onu ne kadar aç bırakabilirsin? Bunlar onun suçu değil tabii, bana sevmeyi de öğretti. Gidişini sonbahara benzettiğim zamanları hatırlıyorum. Ağaçların yapraklarını döküşü veda öpüşün. Hazan bir türlü durmak bilmeyen zaman. Sonr

Sana Dair

01.11.2017 Prag, Çekya Her şeyin en doğrusunu bildiğim zamanları hatırlıyorum. Her şeyde en iyisi olduğumu. En karanlık sokaklardan geçtiğimi; en çetin yolu seçtiğimi. Bana sorsan o zamanlar tarif bile edemezdim seni ne kadar sevdiğimi. Eh, bir de işin içine katınca gençliğimi... Şimdi yıllar geçti, biraz da büyüdüm sanırım. Artık ne kendimi seviyorum o kadar ne seni. Aslına bakarsan bir hayli özlüyorum o günlerimi... Uzayın derinliklerinde seni aramaya çıkmadan önce söz vermiştim kendime, insanları doğruya götüreceğime, zulüm görenleri özgürleştireceğime. Beceremesem de bu uğurda ölecektim. Yolcuğuluma da böyle başlamıştım evet. Seni bulamazsam dönecektim. Hep en güzel şeyler lanetimiz olur. Seni buldum. Bir daha geri dönemememin sebebi buydu. Ve en büyük günahlara girmemin! Ben bir toz bulutuydum. Gezegenler ve yıldızlar oldum. Toprağa ve suya hayat verdim. Bir çocuktum eskiden. Büyüyüp seni korumak istedim. Son'un çanlarını duyduğum an seni kurtarmak istedim.

Senin İçin Hâlâ Blues'um Var

15.02.2018 Kötü çevirilerden hoşlanıyorsun. Gece yazmaktan ve turuncu sokak lambalarından da. Yumuşak kağıtlardan ve sert içkilerden. Sıcak yaz akşamlarından ve kışın soğukta üşümekten. En çok da kulak yırtan solo'lardan hoşlanıyorsun. Hatta dünyaya bir daha gelsen onlardan biri olmak isterdin. O' nun sevdiklerinden... Ne var ki hayat kimseye kişinin istediği gibi davranmıyor. Günler geçip giderken, hayat insandan biraz daha almaya devam ediyor. Ufak ufak, fark ettirmeden. Bir bakmışsın bir sokak lambası altında yapayalnız kalmışsın. Neyse ki içkin ve çerezin var. Ve bir de Blues'un. Zamanla bu da kalmayacak. Soğukta elin kalem tutmayacak. Kulakların o müziği duymayacak. Yaşlanacaksın. Aksi bir ihtiyara dönüştüğünde ise yanında kimse kalmayacak. İşte o zaman ışıkların su üzerindeki yansımasını hatırlayacaksın. Adına yakamoz dedikleri senin geçmişin olacak. Hatırlayacaksın! Hatırlayacaksın...