Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Niyetsizce

Sonunu bildiğim bir kitap gibiydi bu. Tıpkı kitabı eline aldığında ilk iş en arka sayfada yazılı son cümleye bakan Gözde gibi. Oysa kitabın sonunu bana hiç söylemezdi. Gözlerine baktığım zaman gerçeği görürdüm, her zaman gördüm. Beni bekleyen sonun onlarca sayfaya değeceği veya hayal kırıklığına sebep olacağı gerçeği. Bu ikilem yüzünden nefret ettim sonunu bildiğim her şeyden. Çünkü bazen sonunun kötü olacağını bile bile devam edersin. Sonunda ölüm olduğunu bildiğin halde yaşamak gibi. Deyim yerindeyse savaşırsın, çünkü hayat bunu gerektirir. Gerçeği bilmek çoğu zaman hiç kimse için bir şey ifade etmez. Çünkü gerçeğin duygularla hiç alakası olmadı. Onu sevebilirsin, ondan nefret edebilirsin hatta ona karşı tamamiyle kayıtsız kalabilirsin ama o orda öylece durur. İnsan türü bu yüzden en kötü senaryonun içine düşmediği sürece gerçekle ilgilenmez. Bir suç olmadan delillere ihtiyaç hiç olmamıştır. İstibdatsız aydınlanma görülmemiştir. Ağlamayana süt verilmemiştir. Hayır, insanlık gerçe