Sonunda ölüm olduğunu bildiğin halde yaşamak gibi. Deyim yerindeyse savaşırsın, çünkü hayat bunu gerektirir.
Gerçeği bilmek çoğu zaman hiç kimse için bir şey ifade etmez. Çünkü gerçeğin duygularla hiç alakası olmadı. Onu sevebilirsin, ondan nefret edebilirsin hatta ona karşı tamamiyle kayıtsız kalabilirsin ama o orda öylece durur. İnsan türü bu yüzden en kötü senaryonun içine düşmediği sürece gerçekle ilgilenmez. Bir suç olmadan delillere ihtiyaç hiç olmamıştır. İstibdatsız aydınlanma görülmemiştir. Ağlamayana süt verilmemiştir. Hayır, insanlık gerçeklere hiçbir zaman öncelikle ihtiyaç duymamıştır.
Bir bilim-kurgu filminde de, fantastik bir romanda da istediğin şey, imkansız koşulların içinden büyük çabalarla çıkacak bir baş kahramandır. Yeri gelmişken, tüm romantik eserlerin temelinde de bu yatar. Siz hiç filmin sonunda kavuşmasa bile yan yana gelmiş iki aşık görmediniz mi? İşte size "bir kez daha" dedirten şey umuttur. Gerçek ne olursa olsun, sonunu bile bile umut etmeye devam edeceksin. Nietzsche bu yüzden "umut pandoranın kutusunda kalan son kötülüktür" der.
Yorumlar
Yorum Gönder