Her şey karanlığa gömülür, derin ve sessiz karanlığa... Bazı hatalardan dönülmez. Vakit yetmez toparlanmaya. Pişmanlıklar bavula sığmaz. Bir kısmını bırakırım hiç bilmediğim yabancı bir şehirde, seninle birlikte.
Sevebilirdim oysa burayı, yaşayabilirdim yıllarca. Köşe başında bir kahvecim olurdu, her gün gittiğim bir kitapçım… Müzelerin önünden geçerken birlikte gezeriz diye planlar yapardım. Bir pizzacı bulurduk sonra. Bir kilisenin önünde otururduk yorulunca. Elini tutardım yürürken. Hangi sokakta istersen orada fotoğraf çekilirdik. Seni trene bindirip de uğurlama vakti gelince, gitme derdim!
Sana gitme demedim, Lavinia. Sarılıp öpmedim. Bunlar valizime sığdırabildiğim pişmanlıklardan birkaçı. Artık nereye gitsem yanımda taşıyacağım, bu ıssız karanlıkta bana eşlik etsinler diye. Hatırlayacağım. Sen unuttun mu acaba?
Hatırlamak laneti ile cezalandırılmışım ben. Milyonlarca olasılık dönüyor kafamda, yaşadığımız hayatlar ve yaşamadıklarımız da… Sakın yanlış bir şey getirme aklına, unutmak istediğimden değil asla! Bir bebeğin ya da ne bileyim, bir kedinin sakarlıklarını izlemek gibi komik ve eğlenceli bizi izlemek o hayatlarda. Her bir alternatif zaman çizgisinde, seninle tanışıp tanışmama özgürlüğünü sunuyorum ısrarla kendime. Her defasında seni seçiyor her bir ben ve hepsini yaşıyoruz ta en başından, yeniden.
Her şey olacağı gibi olur ve oluyor da. Ben hatalar yapıyorum, sen de aşağı kalmıyorsun benden. Görsen, nasıl eğlenirsin beceriksizliklerimizden. Komik, sevimli ve şapşalız. Ah, iş işten geçmese! Vakitler hataları düzeltmeye yetse…
Her şeyin yolunda gittiği evrenler mi? Bak işte, onlar çok nadirdir. Kimilerine göre sadece efsanelerde geçerler hatta. Durdurulamaz bir cismin hareket ettirilemez bir nesneyle çarpıştığı ve parçalanmak yerine birbirine karıştığı... Ender mutluluklar saklıdır orada. Benim takıldığım üçüncü nesil kahveciler vardır köşe başlarında, her gün oturup yazdığım... Senin stresli ve bol savaşlı bir hayatın, kendi kendine yarattığın. Sığınacağın bir kale olurum sana. Tost yaparım mesela. Hatırlar mısın?
Hatırlama! Dedim ya, hatırlamak bir lanettir aslında.
Her şey karanlığa gömülür, sensiz karanlığa. İkinci şanslar binlerce kez verilmez. Ne acı, sevmek tek başına yetmez. Alaycı bir ışıktır umut tünelin ucunda, çok uzaktır, görülmez. Ne yapsan boşunadır artık… Bazı hatalardan dönülmez.
Yorumlar
Yorum Gönder