Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Vahiy

       Ona hiç göstermeden bilmesini beklediğin gibi bir sevgi beslersin kendine. Ancak o zaman fark edersin, bilmeye ihtiyacın vardır. Sevilmek ve sevildiğini bilmek aslında her canlının ihtiyacıdır. Onun kadar güçlüsü bile ancak birkaç yıl bekler seni, sevilmediğini sanarak. Sonunda dayanamaz, o da gider. Sen kalırsın geriye. Acıları bir odaya kilitlersin onlarla ne yapacağını bilmeden. Hislerini yazıya çevirir ve satırlara gömersin. Kendine itiraf edemez ama yine de özlersin. Konu ondan bahsetmeye gelince, ki gelmez, duygularını gizlersin. Ondan konuşmana izin vermezsin.      Ve tanrı  nihayet  seninle konuşur!     Onu hatırlamayı, adını anmayı ve ondan konuşmayı bu kadar istediğini bilmez. Sen de bilmezsin. Sana hatırlamayacağın bir öğüt verir. Unutursun. Olsun, tebliğ etmekle yükümlü değildin zaten. Unutmak da vardır. Diğer tüm konuşmaları hatırlarsın. Ona olan sevgini göğsünün tam ortasında taşıdığının farkına varırsın. Ona ol...

Anısına

      Bu, dünyada yazılmış en iyi ve en harika blog: Anısına.      Uzun zaman önce bir gece vakti kardeşim Semih ve ben, Ayvacık’tan Saray'a dönüyorduk. Uzun ve sessiz yolda bizden başka kimsecikler yoktu. Bütün gün alkol içmenin bize verdiği yetki ve yolun ıssızlığıyla birlikte; o gece o yoldaki -hatta belki de koca evrende- en gürültülü iki varlık bizdik.      Sonra birdenbire, yolun ortasında parıldayan bir ışık belirdi. Işık, sanki gözümüzün önündeki gerçeklik perdesinin yırtılması sonucu başka bir boyuta açılan ince bir çizgiden sızıyordu. Sonra çizgi büyüdü ve genişledi, gözlerimiz tamamen ışığın ihtişamına büründü. Açılan geçidin içinde bir siluet belirdi ve bizi o büyülenme halinden gerçeğe döndürdü. Sivri dişleri, kıvrımlı boynuzları ve kırmızı gözleriyle karşımızda Şeytan dikiliyordu.      Ve bize dedi ki: "Hemen şimdi, burada, bana dünyanın en iyi blogunu yazın! Yoksa ruhlarınızı yerim."      Donup kal...