Anlatacağım olay Paleolitik dönemin, insanın
içini ısıtan bir bahar gününün akşamında yaşanmıştı. O zamanlarda avımızı avlar, akşamları
mağaralarımızda ateşin etrafında hayatı sorgulardık. Varlığın ana maddesi nedir, evrende bir düzen var mıdır, bilgi nedir?
Her zaman bir kaç becerikli insan olur ve duvarlara resimler çizerdi. Öyle bir
yeteneğim hiç olmadı. Ben daha çok "sorgulayanlardan" biriydim.
Günlerden bir gün, ateşin başında yine bu tarz
sohbetler ederken, avcı liderlerinden biri ortaya bir hipotez attı. Sözlerine şöyle
başlamıştı: Doğayı incelemek benim işim. Bu sayede yiyecek elde ediyoruz. Genç insanları
yanıma alıp avlanma sanatını öğretiyorum. Onlara sürekli aynı şeyi söylediğimi
fark ettim: “Her zaman daha güçlü bir tür vardır.”
Herkes avcı şefinin nereye varmaya çalıştığını
düşünürken, sorguladığı şeyi fark ettiğimde dehşete kapılmıştım!
Önceleri, bana dehşet veren bu düşünce daha sonraları
soracağımız tüm sorulara bir cevap olacaktı aslında. Ve bu sayede bu büyük toprakların
üzerinde yaşayan sıradan bir mağara adamı olan ben, biraz daha güvende
hissedecektim kendimi.
Her zaman oturur ve bir şeyler üzerine konuşurduk.
Birbirinden kopuk şeyler. Alakası olmayan konular. Bunları birleştirebilecek
bir bağ bulamadığımız için hiçbir mantıklı sebebimiz yoktu amacımız uğruna. Ya
da belki soru şu olmalıydı: “Bir amacımız var mı?” Tüm bu hayvani dürtülerin
haricinde, insanı insan yapan şey ne olmalıydı?
Biz, insanlar, hemen hemen gördüğümüz her canlıdan
daha güçlüydük. En yırtıcı hayvanlardık.
Bir aslandan, bir kartaldan veya bir kurttan çok daha vahşiydik. Peki,
bizden üstün olan bir tür olabilir miydi? Avcı şefinin aklını kurcalayan soru o
gece saatlerce tartışmamıza sebep oldu.
Tüm taşlar yerine oturmaya başlamıştı. Neden var olduğumuz, neden avlanıp çoğaldığımız. Neden ölmek istemediğimiz... Hemen hemen her şey. Tüm o yaratıkların, dev kanyonların ve vadilerin akarsuların ve gökteki yıldızların neden ve daha önemlisi nasıl var olduğuna yönelik tüm o alakasız konular birbirine bağlanmıştı.
Biz, insanlar, doğadaki en üstün varlık...
Bizden de üstün bir güç olmalıydı. Tıpkı bizim küçük bebekler yaptığımız gibi,
avlanmak için silahlar yaptığımız, kurtları evcilleştirdiğimiz ve yönettiğimiz
gibi; bizi de yöneten bir güç veya güçler olmalıydı. Biz küçük canlıları ve dev
mamutları var eden, bizim mağara duvarlarına çizdiğimiz gibi gökyüzüne ışıklarla
resimler çizebilen birileri...
O gece tanrıları keşfetmiştik.
Yorumlar
Yorum Gönder